AMSTERDAM (InterAjans) – Küçük Yunus konusunda yaşanan tartışmalarla ilgili olarak bir açıklama yapan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Genel Başkanı Nuri Karabulut, “Çocuklar üzerinden siyaset yapılmasın. Bazı medya kuruluşlarının etik olmayan yayınları kabul edilemez. Bu tür haberler toplumda ikilik yaratmaktadır. Türk kökenli koruyucu aile yerine sorunun nedeni üzerinde durulmalı. Soruna köklü çözüm üretilmeli” dedi.
GERÇEKLERLE BAĞDAŞMIYOR
Konuyla ilgili bazı yayın organlarında çıkan haberlerin toplumda kaygı yaratığına dikkati çeken Karabulut, “Hollanda’da küçük Yunus ile ilgili tartışma giderek şiddetleniyor. Bu tartışmaya bir süredir yer veren Türk medyası, Çocuk Esirgeme Kurumu’nun Türk çocuklarını ailelerinden alıp Hıristiyan ve eşcinsel ailelere verildiğini ileri sürüyor. Çocukların bu şekilde kendi Türk kimliklerini kaybettikleri savunuluyor. Medya ve Türk politikacılara göre bu çocuklar kurtarılmalı. İş Başbakan Erdoğan’ın resmi ziyaretine başka bir anlam yüklemeye kadar gidiyor. Medyaya göre Başbakan Erdoğan 21 Mart’ta Hollanda’ya küçük Yunus’u almak için gelecek. Bu tek taraflı ve gerçeklerle bağdaşmayan haberler Çocuk Esirgeme Kurumu’nun nasıl çalıştığı konusunda genellikle yeterince bilgiye sahip olmayan çok sayıda Türk kökenli göçmende haklı olarak kaygı yaratıyor” ifadesini kullandı.
İKİLİK VE GÜVENSİZLİK YARATILMAMALI
Toplumda ikilik ve güvensizlik yaratılmaması konusunda daha duyarlı olunması gerektiğine dikkati çeken DİDF Genel Başkanı Nuri Karabulut, şunları kaydetti: “Haberler birçok göçmenin içinde yaşadığı topluma güvenini kaybetmesine yol açıyor. Bazı medya kuruluşlarının etik olmayan yayınları kabul edilemez. Bu tür haberler toplumda ikilik yaratmaktadır. Bizler buna karşı dikkatli olunması çağrısını yapıyoruz. Bunlara reaksiyon olarak haberlerinde Hollanda toplumunda çeşitli gruplar arasındaki önyargıları öne çıkaran bazı Hollanda yayın kurumları konusunda da dikkatli olmalıyız. Tüm medyaya sorumluluklarını üstlenmeleri ve bu konuda yaptıkları yayınlara dikkat etmeleri çağrısında bulunuyoruz.”
SORUNUN ASIL NEDENİ
Sorunun asıl nedenleri üzerinde durulmadığını belirterek, Türk ve Müslüman koruyucu aile sayısının artmasının soruna çözüm olarak görüldüğünü vurgulayan Karabulut, “Bir çocuğun neden koruyucu aileye verildiği konusu üzerinde durulmuyor. Çocuğun neden evden alındığı değil, çocuğun Hıristiyan ya da eşcinsel bir koruyucu aileye verilmesi mesele olarak gösteriliyor. Türk ve Müslüman koruyucu aile sayısının artması soruna çözüm olarak görülüyor. Çocuk Esirgeme Kurumu’nun bazen hata yaptığı herkes tarafından biliniyor. Ancak bu hatalar Türk kökenli çocuklarla sınırlı değil. Türk kökenli koruyucu aile yerine sorunun nedeni üzerinde durulmalı. Soruna köklü çözüm üretilmeli. Türk kökenli koruyucu aile sayısının artması evinden alınan çocuk sayısını düşürmeyecektir” ifadesinde bulundu.
© InterAjans
Her türlü hakkı saklıdır