ALLAH (c.c.) bir gün bütün görsel varlıkları toplamış. Melek, şeytan ve azrail, hepsiyle konuşup yarattıkları hakkında durum değerlendirmesi yapıyormuş. En son insanoğlunun ona ne kadar bağlı olduğunu anlatıyormuş. Şeytan da manalı manalı gülüyormuş. Allah (c.c.) bunu görmüş ve şeytana sormuş, “Niye gülüyorsun?” Şeytan, “Bu kadar sevdiğin ve övdüğün insanoğlunun elinden malını al bakalım sana yine aynı şekilde inanıp saygı gösterecek mi?” demiş. Allah (c.c.) “Olmaz benim kullarım bana karşı kusur işlemezler” demiş. Şeytan “O zaman bana izin ver senin dünyadaki en sevdiğin kuluna gideyim ve yapacaklarımı yapayım, bakalım kulun sana karşı gelecek mi.” Allah (c.c.) “Tamam” demiş, fakat başaramazsan sana her türlü cezayı veririm demiş.
Allah (c.c.) “Git dünyada benim çok sevdiğim kulum Eyüp var. Ona ben 10 bin koyun, 5 bin at, 2 bin eşşek, 5 bin öküz ve 13 çocuk verdim. O da kapısına gelen hiç kimseyi geri göndermedi ve herkese yardım etti. Bugüne kadar bana karşı hiç bir saygısızlığı olmadı” der ve şeytana izin verir. Allah (c.c.) şeytanın her şeyi verdiği sınırlar içinde yapacağına şahit olması için 2 melek yollar ve onlara herşeyi rapor etmeleri gerektiğini söyler. Melekler şeytandan önce Eyüp’ün bulunduğu şehre gelirler. Eyüp’ün kapısını çalarlar. Kahyası kapıyı açar ve sorar “Ne istersiniz?” Melekler, “10 gündür yollardayız, açız ve iş arıyoruz” derler. Kahya bekleyin der ve Eyüp ağaya gider. “Efendim kapıda 2 kişi var ve 10 gündür yollardalarmış, açlar ve iş arıyorlar ne yapalım?” diye sorar. Eyüp ağa “Hemen çiftliğe alın, yedirin, içirin, yatacak yer ve iş verin” der. Melekler işe başlar ve gördükleri her şeyi not alırlar. Eyüp ağanın merhametini ve şefkatini gördükçe mutlu olurlar. “Allah’ımızın (c.c.) ne güzel bir kulu var, şeytan buna ne yapabilir” derler.
Aradan geçen zaman içinde şeytan planlarını devreye sokar. Bir gün Eyüp ağa evde otururken öküzlerden sorumlu hizmetkarı içeri girer ve konuşmak için müsade ister. “Efendim çeteler yaylayı bastılar, bütün öküzlerimizi çaldılar” der. Eyüp ağa kafasını sallar, “Vardır bunda bir hayır” der. Aradan bir kaç saat geçer. Bu sefer koyunlardan sorumlu hizmetkar gelir konuşmak için. “Efendim yaylaya bir kurt sürüsü geldi ve bütün koyunlarımızı yedi” der. Eyüp ağa yine başını sallar, “Vardır bunda bir hayır” der. Bütün gün boyunca bütün hizmetkarları tek tek gelir ve olanları anlatırlar. Eyüp ağa günün sonunda bütün mal varlığını kaybetmiştir. Bu süre içinde melekler heyecanla beklemişler acaba Eyüp ağa, Allah’a (c.c.) herhangi bir isyanda veya bir sitemde bulunacak mı diye. Eyüp ağa hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edip Allah’a (c.c.) şükür etmiş. Melekler dönmüş Allah’a (c.c.) rapor vermişler.
Allah (c.c.) tekrar bütün melekleri ve şeytanı çağırmış. Meleklerin huzurunda şeytana, “Bak, sen Eyüp ağanın bütün malını aldın, hani bana isyan edecekti?” Ne yaparsan yap, benim ve kullarımın arasına giremezsin” demiş. Şeytan yine gülmüş. “Şimdi niye gülüyorsun?” diye sormuş Allah (c.c.). Şeytan, “Kulunun malını aldık sitem etmedi, canına dokunsam acaba neler neler yapardı” demiş. Allah (c.c.) “Tamam. Eyüp’ün canını alma ama istediğin kadar canını yakabilirsin” demiş. Şeytan tekrar dünyaya dönmüş. İlk işi Eyüp ağaya ağır bir hastalık vermek olmuş ve bütün vücudunda yaralar çıkmış. Müthiş kaşınma vermiş, kaşıdıkça yaralar kanamış. Hiç uyuyamamış. Şeytan, Eyüp ağanın Allah’a (c.c.) isyan etmesini beklemiş. Ama Eyüp ağa hiçbir şey yokmuş gibi hayatına devam ediyormuş. Şeytan bakmış bu planı da olmuyor, en acımasız planını devreye sokmuş.
Bir gün Eyüp ağa çiftlikte hanımıyla gezerken gök gürültüsü duyar ve kalbine ağır bir sızı girer. Hanımına, “İçimde bir sızı var” der. Karşıdan çiftlikten sorumlu hizmetkarlarının geldiğini görür. Acı bir haber olduğunu anlar ve hanımına “Otur, bu haber ikimizi de sarsacak bir haber” der. Kahyaya, “Ne oldu Kahya?” diye sorar. Kahya konuşmakta zorlanır. Eyüp ağa “Konuş, konuş, her türlü habere hazırlıklıyım” der. Kahya “Efendim az önce gök gürültüsünde eviniz yıkıldı, maalesef evde olan 13 çocuğunuzun hepsi öldü” der. Eyüp ağa yıkılır. Hanımı kendini yere atar, ağlamaya, yüzünü yırtmaya ve saçlarını yolmaya başlar. Kahya müdahale etmek ister. Eyüp ağa “Bırak dokunma, acısını, yasını yaşasın” der. Aradan biraz zaman geçtikten sonra hanımı Eyüp ağaya gelir ve isyan eder “Hani senin çok sevdiğin ve güvendiğin Allah’ın (c.c.) nerde? Malımız gidince sana yardıma gelmedi, çocuklarımız ölünce neredeydi? Niye gelmedi?” Eyüp ağa hanımını dinledikten sonra şöyle der: “Ben seni aldığımda bu kadar malımız var mıydı? Bunları bize Allah (c.c.) vermedi mi? Şimdi de Allah (c.c.) geri aldı. Ben seninle evlendiğimde 13 çocuğumuz var mıydı? Yoktu. Allah (c.c.) verdi Allah aldı. Bunun neyine isyan ediyorsun? Bunları yapmışsa mutlaka bizim hayrımıza düşündüğü birşey vardır. Biz bu günümüze, aldığımız nefesimize şükür edelim”der. Hanımı ağlar ve “Allah’ım (c.c.) acı anımdaki isyanımdan dolayı beni affet” der. Kocasına sarılır hayatlarına devam ederler.
Allah (c.c.) tekrar Melekleri ve şeytanı bir araya toplar ve şeytana sorar “Şimdi ne yapacaksın? Hani kullarım, mallarına, canlarına dokunduğunda bana isyan edeceklerdi? Ne oldu?” der. Şeytan “Sende bu sadık kullar varken ben her türlü cezayı hak ediyorum, ne ceza verirsen razıyım” der. Allah (c.c.) meleklere döner “Gidin Eyüp ağaya daha önce olan mal varlığının daha fazlasını verin ve bolca insanlığa faydası olacak evlatlar verin” der.
Bu hikayeyi neden yazdım sayın okurlar… Bu sıkıntılı karantinalı günlerden, isyan edeceğimize, kendimize dersler çıkarmamız lazım. Biz ne yanlışlar yaptık? Doğaya ne zararlar verdik? Çevremizi, komşularımızı, dostlarımızı ve ilişkilerimizi tekrar gözden geçirmemiz için büyük bir fırsat. Bunu iyi değerlendirip bugünlerimize şükür edelim.
Bizim olmayacak bir dünya için hesabını vereceğimiz günahları niye biriktirelim. MALCOLM X
ERTAN TORUNOĞULLARI
© InterAjans/Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, izinsiz kullanılamaz.