‘68 KUŞAĞI’nın Avrupa demokrasilerine en büyük katkısı siyaset ve bürokraside karar alma mekanizmalarının içinde yer almaya başladıktan sonra ‘Açık toplum’ felsefesinin üç önemli unsurunu gerçekleştirmeleridir.
Bunlardan birincisi yurttaşın bilgi edinme hakkı; daha doğrusu devletin yurttaştan bilgileri saklama hakkının büyük ölçüde kısıtlanması ve ağırlığın yurttaşın bilgiye ulaşma hakkına verilmesi.
İkincisi devletin yurttaşlara karşı sorumluluğunun ve yükümlülüğünün değişik alanlarda tanımlanması. Örneğin devletin, yurttaşın kişisel bilgilerini ifşa edemeyeceği, üçüncü kişilere veremeyeceği gibi.
Bunlardan belki de en önemlisi basın özgürlüğü; basının eline geçen bilgi ve belgeleri yayınlayabilmesi ve yurttaşın haber alma özgürlüğünü sağlayabilmesi. Basın özgürlüğünde esas ve öncelik yurttaşın habere ulaşma ve bilgi edinme hakkıdır.
Türkiye’de ’68 Kuşağı’ Avrupa’daki gibi yoğunlukta yaşanmadığı için sözünü ettiğimiz hak ve demokrasi değerleri hem Türkiye’ye çok geç geldi, hem de bunların değerleri bilinmedi; demokrasinin gelişmesi ve sekteye uğramasına paralel bir yol izledi.
***
Anadolu Ajansı (AA) dün abonelerine ‘Hollanda’dan basın özgürlüğüne darbe’ başlığıyla bir haber geçti. Bazı basın organları, basın mensuplar ve konuyla ilgilenen insanlar sosyal medyada fikirlerini belirten paylaşımlarda bulundular. Fikirlere her zaman saygılıyız, yeter ki doğru bilgiler üzerine kurulsun. Tabii hemen Türkiye’deki basın özgürlüğü ile ilgili tartışmalarla bağlantılar kuruldu.
***
Bu tartışmalarda taraf olmadan önce basın özgürlüğü nedir, ne değildir konusunu biraz irdeleyelim.
Basın özgürlüğü tartışmaları iki temelde yürütülür. Birincisi özellikle resmi makamların elindeki gizli ya da açık belgelerin basına sızdırılması; ikincisi basının bu belgeleri yayınlaması. Basın özgürlüğü ile basın suçu arasındaki ince çizgi tam bu noktadadır.
Ana hatlarıyla belgeleri sızdırmak birçok demokraside suçtur; bu bilgileri ele geçirip yayınlamak basın özgürlüğü kapsamına girer.
Bazen de bilgi ve belgeyi sızdıranlar ile yayınlayanlar aynı kişiler olabiliyor.
Basın özgürlüğünü pek ciddiye almayanlar, bu konuda kafa yormayanlar Wikileaks belgelerini ortaya çıkaran Assange ve Snowden’ı örnek göstererek Batı ülkelerinde de basın özgürlüğünün olmadığını savunurlar. Elbette Batı ülkelerinde de basın özgürlüğü zaman zaman çiğneniyor. Ama Assange ve Snowden’ın yargılanma ya da yargıdan kaçma sebepleri Wikileaks belegelerini yaynladıkları için değil, o belgeleri sızdırdıkları için. Wikileaks belgeleri onlarca ülkede, binlerce gazeteci tarafından yayınlandı. Bu yayınlardan dolayı hangi gazetecinin suçlandığını duydunuz?
***
AA’nın haberinin aslı da buna benzer bir olaydır. Söz konusu gazeteci-yazar Florece Hartmann, 2000-2006 döneminde ICTY’de (Lahey Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi) sözcülük görevinde bulunduğu sırada, bu görevi dolayısıyla elinde olan belgeleri daha sonraki bir tarihte yayınlanan bir kitabında kullanması. Yani ICTY’den ayrılmış dahi olsa görevini kötüye kullanarak mahkemeyi küçük düşürmesi. Burada da belgeyi sızdıran ile yayınlayan aynı kişi olduğu için AA tarafından okuyucuyu yanlış yönlendirme var.
Ama örneğin o belgeleri Florence Hartman sızdırsa, başka birisi yayınlasa, yine aynı cezayı alırdı, çünkü sızdıran o. Ama yayınlayana ceza verilmezdi; aynen Florence Hartman’a o belgeleri yayınladığı için ceza verilmediği gibi.
Ayrca Hartman’ın aldığı 7 günlük hapis cezasını Hollanda mahkemesi değil, yine kendisinin daha önce çalıştığı Lahey Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi verdi.
***
Basın özgürlüğüne bütün yurttaşların sarılması gerektiği gibi, özellikle de basının dört elle sarılması gerekir. Basın özgürlüğüne basının kendisi sahip çıkmayıp meydanı siyasetçilere ve siyasi konjonktürün tercihlerine bırakırlarsa, oradan basın özgürlüğü çıkmaz. Basın bugün özgürlüğüne sahip çıkmazsa, yarın bumerang etkisi görüldüğü zaman bu özgürlüğe hiç sahip çıkamaz.
Elektronik posta: syavuz@kpnmail.nl
Twitter: @SYavuzTR
Facebook: www.facebook.com/selamunyavuz
© InterAjans – Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, izinsiz kullanılamaz.