DAHA iyi bir yaşam umuduyla Batı Avrupa ülkelerine ulaşmanın hayalini kuran sığınmacıların “umuda yolculuğu” alınan son kararların ardından Balkanlar’da son buluyor.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın “Batı Balkanlar’daki rotadan geçişler kapanmıştır” açıklamasıyla rotadaki ülkelerin sınırlarını kapattığı gözlenirken, son olarak Slovenya’nın sadece vizesi bulunanların Schengen bölgesine girmesine izin vereceğini açıklaması sığınmacıların umutlarını tüketti.
Yunanistan’ın Makedonya sınırındaki İdomeni kasabasında bulunan kampta, sınırın açılmasını ve yola devam etmelerine izin verilmesini bekleyen sığınmacıların sayısı her geçen gün artarken, 15 bine yakın sığınmacının kaldığı kamptaki koşullar da her geçen gün kötüleşiyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) İdomeni Koordinatörü Babar Baloch, yaptığı açıklamada, durumun her geçen gün kötüye gittiğini ve sınırların kapatılmasının sorunun çözümü olamayacağını savunarak, sığınmacıların AB ülkeleri arasında eşit olarak paylaştırılması gerektiğini, aksi takdirde bu insanların kendilerini kullanan insan kaçakçılarının eline düşebileceğini vurguladı.
Son üç gündür sınırdan hiç kimsenin geçmesine izin verilmediğini aktaran Baloch, “Ancak binlerce insan hala sınırın açılabileceği umuduyla bekliyor. Daha önce de sığınmacılara yönelik kısıtlayıcı yaklaşımlar olmuştu ve bu, her seferinde kaosa neden oldu. Sınırların kapatılması çözüm değil. Sınırlar kısa süre içinde açılmazsa bu insanları diğer kamplara aktarmak zorundayız. Buradaki kamp insanlık kriziyle karşı karşıya. İmkansızlıklar, burayı yaşanmaz kılıyor” şeklinde konuştu.
– “Turist değiller”
Slovenya’nın sığınmacılardan Schengen vizesi talep etmesi kararına da değinen Baloch, “Bu kişilerin turist değil, sığınmacı olduğunu anlamalıyız. Sığınmacılar da Avrupa’ya uluslararası yasalar temelinde korunma talebinde bulunarak gidiyor. AB, uluslararası yasalar çerçevesinde bu sorumluluğu üstlenmeli” dedi.
Batı Balkan rotasının kapatılması kararının uygulanıp uygulanamayacağı tartışmalarını değerlendiren Baloch, “En başından beri söylüyoruz. Mesele bu koridor değil, mesele sorumluluk almak. Bu sorumluluk AB ülkeleri arasında paylaşılmalı. Bu sorun sadece Yunanistan’ın ya da Almanya’nın sorunu değil. Sığınmacıların tüm AB ülkelerine yerleştirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Baloch, Batı Balkan rotasındaki ülkelerin sınırlarını kapatmasının doğurabileceği riskli sonuçları da değerlendirerek, “Bu insanların yasal yollardan Avrupa’ya ulaşma hakkını ellerinden alırsanız, onların insan kaçakçılarının eline düşmesine göz yummuş olursunuz” ifadesini kullandı.
İdomeni’deki kampta sınırın açılmasını bekleyen Suriyeli Abdul, alınan kararlar ne olursa olsun sınır açılana dek beklemeye devam edeceklerini vurgulayarak, “Burada çamur içinde, pislik içinde beklemeye devam edeceğim. AB’nin bir gün bize küçük bir pencere açacağına ve yolumuza devam etmemize izin vereceğine inanıyorum” dedi.
– Sırbistan’ın önceliği “milli çıkarları korumak”
Balkan rotasındaki ülkelerden Sırbistan da son üç gündür Makedonya sınırını kapalı tutuyor. Sırbistan, son olarak Slovenya’nın “vize” açıklamasının ardından sadece Schengen vizesi olan sığınmacıların ülkeden geçmesine izin vereceklerini açıkladı.
Başbakan Aleksandar Vucic, konuya ilişkin açıklamasında, Sırbistan’ın sığınmacılar için “park yeri” olmasına izin vermeyeceklerini yineleyerek, Balkan rotasının kapatılması kararının ardından ülke içinde kalan az sayıda sığınmacıya karşı ise insanı bir yaklaşım içinde olacaklarını kaydetti.
Balkan rotasının kapatılması kararını değerlendiren Vucic, ülkesinin Almanya, Avusturya, Slovenya ve Hırvatistan’a göre hareket ettiğini vurgulayarak, bunun gelecekte de devam edeceğini dile getirdi.
Hafta başında Brüksel’de düzenlenen AB-Türkiye Zirvesi’nde alınan kararların “kapsamlı bir çözüm” olmadığını savunan Vucic, sığınmacı krizi konusunda insan haklarına uygun hareket etmeye devam edeceklerini ancak öncelikle milli çıkarlarını koruyacaklarını söyledi.
– Bulgaristan asker sevk etmeye hazır
Öte yandan, Balkan rotasındaki ülkelerin birer birer sınırlarını kapatmaları üzerine Bulgaristan da olası bir akına karşı güvenlik önlemlerini arttırıyor.
Savunma Bakanı Nikolay Nençev, Yunanistan’ın İdomeni bölgesine kısa sürede çok sayıda askeri personel yollamaya hazır olduklarını belirterek, “Birkaç saat içinde İdomeni’ye bin kadar asker yollamaya hazırız” dedi.
Söz konusu askeri personelin büyük bir bölümünün silahlı olacağını açıklayan Nençev, ancak sadece kaçınılmaz durumlarda silah kullanılabileceğini kaydetti.
Nençev, Yunanistan’daki durumla ilgili gelişmeleri yakından izlediklerini ifade ederek, “Elimize ulaşan bilgiye göre, orada bir bölümü hemen ortak sınırımıza yakın olmak üzere 30 bin kadar kişi bekliyor. Komşu Makedonya ve Sırbistan’daki durum da böyle. Biz sınırımızı korumak üzere her şeyi yapmaya hazırız” şeklinde konuştu.
Avrupa’ya ulaşmaya çalışan sığınmacıların zorlu dağ yollarını da deneyebileceklerini savunan Nençev, “Komşu ülkelerle işbirliği yaparak önceden bilgi almaya çalışıyoruz, ancak kaçak göçmenler son derece yaratıcı ve zorlayıcı davranıyorlar. Ne pahasına olursa olsun geri dönmek istemiyorlar” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Rumyana Bıçvarova da sınır polisi kadrosunun son derece yetersiz olmasından şikayet etti.
Personel sayısı konusunda büyük sıkıntılarının olduğunu, para ve kaynaklarının olmadığını savunan Bıçvarova, bakanlığının daha fazla personele, dolayısıyla daha fazla paraya da ihtiyaç duyduğuna değindi.
Sığınmacı akınının güzergah değiştirip Bulgaristan’a yönelmesinin ülkenin başına gelebilecek en büyük risk olduğunu kaydeden Bıçvarova, “Biz bu riski göz önünde bulundurarak, özellikle kaçak göç konusunda gerekli engellemelere hazırız” diye konuştu.
– Macaristan’da “kriz durumu” ilan edildi
Sığınmacı krizinin başladığı ilk günden itibaren radikal söylem ve önlemleriyle dikkat çeken Macaristan ise son olarak ülke genelinde “göç kriz durumu” ilan ederek, sınırlardaki güvenlik önlemlerini artırma kararı aldı.
Macaristan İçişleri Bakanı Sandor Pinter, yaptığı açıklamada, göç kriz durumu kararı kapsamında sınır bölgelerine asker ve polis sevk edileceğini, güvenlik güçlerinin olası bir krize müdahale kapasitesinin arttırılması için hazırlıklar yapılacağını anlattı.
Slovenya, Sırbistan ve Hırvatistan’ın aldığı önlemlere işaret eden Pinter, “Bu ülkelerde bulunan yasa dışı sığınmacıların nasıl bir karar alacağını bilmiyoruz. Bu ülkelerde yaklaşık on bin kişi var ve bunların yasal olarak oturum izinleri yok. Nereye gideceklerini bilmiyoruz. Ülke sınırlarını korumak için hazırlıklı olmamız gerekli” şeklinde konuştu.
Sığınmacıların girişlerini engellemek için Macaristan-Romanya sınırında jiletli tel örgü çekilmesinin de gündemde olduğunu belirten Pinter, “Şu anda Romanya yönünden sığınmacılar gelmiyor ama böyle bir duruma da hazırlanıyoruz. Bu kapsamda sınır hattını temizleyip tel örgü taşıyoruz. İhtiyaç halinde on gün içinde tel örgü çekilebilir” dedi.
Öte yandan, sığınmacıların nihai hedeflerinden biri olan Avusturya ise daha önce 2016 yılında 37 bin 500 sığınmacıya iltica hakkı vereceğini açıklamıştı. 19 Şubat 2016’dan itibaren günlük 80 sığınmacının girişine izin vermeye başlayan Avusturya, bazı sınır kapılarına ise tel örgü çekti.
Avusturya Başbakanı Werner Faymann, Türkiye ile yapılan anlaşmaya bakılmaksızın Balkan rotasında akının durdurulmasını ve AB dış sınırlarının korunmasını desteklerken, şimdiye kadar 90 bin sığınmacı kabul eden Avusturya hükümeti, bundan sonra geleceklerin hiç sığınmacı almayan ülkelere gönderilmesi gerektiğini savunuyor.
AA© InterAjans – Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, izinsiz kullanılamaz.